T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İZMİR / BUCA - Mimar Kemalettin İlkokulu

ÇOCUKLARDA STRES

Okul başarısı için klasik zeka yetebilir, hayat başarısı için duygusal zeka şarttır."

 

·        Çocuklarda ilk stres doğumla birlikte yaşanır. Bebeğin ağlaması onun anne rahminin sıcaklığı ve rahatlığından dış dünyanın soğukluğu ve inciticiliğine bir tepkisidir.

·        Bebeğin yeme ve barınma ihtiyaçlarının giderilmesine rağmen stres yaşaması mümkündür.

 

ÇOCUKLAR DA STRESLE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİNİ ÖĞRENEBİLİR


Hayat problemlerinin çözümü için çocuğa rol model olunmalı ve birlikte çözüm üzerinde çalışılmalıdır. Sorunun çözümü planlandıktan sonra aşama aşama uygulamaya konmalıdır. Yeni planlar da devreye sokulabilir. Çocuklar hatalarını başarısızlık olarak algıladıklarında sorun yaşayabiliyorlar. Her hatanın yeniden yapılanabilmesi için bir adım olduğunu anlamaları ve bunun keyifli bir yol olduğunu fark etmeleri psikolojik sağlamlılık geliştirmelerini sağlayacaktır. Olumsuz yaşam olaylarını bir tehdit gibi değil de değişim için bir fırsat olarak yorumlamaları için biz anne ve babaların ya da çocuğunuzun yaşamında etkisi olan kişilerin de buna inanması ve uygulaması etkili olacaktır.  İyi bir dinleyici olarak çocuğunuza dinlemenin işe yararlığını davranışlarınızla göstermeniz mümkün. Çocuğunuzla uygun göz seviyesinde, göz kontağı ile yapacağınız ona ayrılmış bir zaman dilimine katılımını sağlamak zor olmayacak. Dikkat ve odaklanma için etkili bir tutum rol model olabilmekle ilgilidir"

·        Çocuklar strese maruz kaldıklarında duygularının bedensel cevaplarının farkındalığında olamayabilirler. Örneğin uyku bozukluklarının,uykuda kabusların yada baş ağrısı ,mide ağrısı gibi yakınmalarının stresle bağlantılı olabileceğini bilemezler.Çocuklar ve gençler strese maruz kaldıklarında farklı tepkiler gösterirler.Yetişkinlerde olduğu gibi sosyal geri çekilme yerine ;huzursuzluk ve iritabilite, öfke sorunları çıkarabilirler.Derslere ilgisizlik,sorumluluklarından uzaklaşma,ders başarısında düşme gibi stres belirtileri  olabilir.Ana babaların iyi bir gözlemci olmaları ve çocuklarının davranışlarındaki farklılıkları ve değişimleri iyi gözlemlemeleri gerekmektedir. İleri yaş çocuklarda ise : Yeni bir arkadaş grubu,kıyafet tarzında  radikal  ve önemli değişimler gibi farklılıklar konusunda gözlemci olmamız ve gerektiğinde uzman görüşüne başvurmamız sorunların çözümünde önemli rol oynar.Çocukluk ve ergenlik döneminde  psikolojik sağlamlılık geliştirmiş bir birey yetişkinlik dönemlerinde stresli yaşam olayları ile ile daha akılcı  ve etkili başa çıkma yöntemleri geliştirme becerisine sahip olabilir.Psikolojik sağlamlılık geliştirme öğrenilebilen bir tekniktir ve yaşam boyu değişen koşullara uyarlanabilir.

Noktalarımız

·        

B   BEBEKLİK DEPRESYONU

·        Bebeği depresyona itecek en önemli neden anne yoksunluğudur.

·        İlk altı ayda anne birden ayrılırsa üç dönem belirti gösterir.

·        Protesto dönemi :  Sürekli ağlar, dindirilemeyen ve yatıştırılamayan ağlamalar vardır. Yanına biri yaklaştığında susar ama annesi olmadığını anladığı zaman tekrar ağlamaya başlar. Kısa süreli sustuğunda biri yanına yaklaşırsa yine ağlamaya başlar. Sustuğu anda yüzünde yorgun üzgün ifade vardır.

·        Depresyon dönemi :  İştah yeme azalmıştır, kilo kaybetmeye başlar. Fizik gelişme durur, kusma ve ishal olabilir. Muhtemelen beyin büyüme hormonunu yeterli miktar salgılamamaktadır. Bunun sonucu mutlu olmayan çocuğun beden gelişimi de yavaşlayacaktır. Çocuk gözlemlendiğinde küskün ve üzüntülü görünüm sergiler.

·        İçe kapanım dönemi :  2. aydan sonra anne yoksunluğu devam ediyorsa bebek içine kapanmaya, duygusal tepkiler küntleşmeye başlar. Çevrede olanlara ve yanına yaklaşanlara ilgisiz kalır. Dünyadan soyutlanıyor gibidir. Bu durum büyüklerin şizofrenik bozukluğuna benzer bir tablodur.

·        Görüldüğü gibi anne ile bebek arasında olağanüstü bir ruhsal bağ vardır. Bu ruhsal bağ çocuğun beyin ve beden gelişimi için temel gıdadır. Sevgisini ilgisini veren anneler çocuklarının beyinlerinde sevgi kanallarının açılmasını, çocuklarının beyinlerinin mutluluk hormonları salgılamasını sağlamış olmaktadırlar.

·        Yuva hastalığı :  Anne veya anne yerine geçen kişiden uzun süre uzak kalındığında oluşur. Burada teke tek ilişki önemlidir. Anne uzun süre hastanede yatabilir veya ayrılmak zorunda kalabilir. Böyle durumlarda çocukla teke tek sevgi bağı olan bir ilişki annenin yerini tutacaktır. Yuva ortamında sürekli bakıcı değiştiği için bu sağlanamaz ve bazı belirtiler başlar.

·        Yuva hastalığı (Hospitalizm) içindeki çocuklar çevreye ilgileri azalmıştır, geç ve güç uyarılırlar, oturdukları yerde sallanırlar, geviş getirme gibi hareketler yaparlar, kafa sallarlar, vurmaları vardır. Bu vurmalar kendi kendilerini uyarma çabalarıdır. Parmak emmek, sallanmak gibi bedensel zevk kaynaklarına yönelirler. Zeki oldukları halde yalancı bir zeka görünümü verirler. Boy ve kiloları yaşıtlarına göre geridir beslenme ve bakım iyi olsa da ani ölümler çok olur.

 

ANNEYİ KAYBETME KORKUSU

·        Çocuk kendisine bakım veren kişiye derin bir bağlanma gösterir. Bu yetersizliğin ve çaresizliğin kaçınılmaz sonucudur. Bakım veren kişi, yani kendisini güvende hissettiği kişi ki bu çoğunlukla annedir onu dövebilir. Dövdüğü halde tekrar annesinin kucağına sığınır. Bu o çocuğun en mutlu anlarından birisidir.

·        Çocuğa bakım veren kişinin kısa veya uzun süre ayrılması hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır.

·        Bu bağlanma-ayrılma ilişkisi insanın ileri yaşlardaki hayatına yön veren temel bir ilişkidir. Evlendiğinde veya askere gittiğinde uyum sağlayamayan , okul korkusu çeken çocuklar ve gençlerde bağlanma-ayrılma ilişkisini tam olgunlaştıramamak gerçek nedendir.

·        Böyle insanlarda bağlandığı ve sevdiği kişiyi kaybetme korkusu vardır.Bu korku ve sıkıntı yaşamın kaçınılmaz parçasıdır.Hayatın normal sürecinde bu korku çocuğu geliştirecektir.Bireyselleşmeye itecektir.

 

 

 

YETERLİ ANNELİK NEDİR?

·        Anne temasından yoksun çocuklar ilgisiz, soğuk, isteksiz, geç uyarılan soluk renkli, mide bağırsak, solunumu bozuk çocuklar olur. Erken yaşlardaki anne yoksunluğu ileri yaşlarda uyum bozukluğuna neden olur.

·        Ülkemizde genelde bu durumun tersi olur. Çocuk anneye bağlandığı gibi anne de çocuğa bağlanır. Karşılıklı doyum sağlayan bir ilişki vardır. Anne o derece koruyucudur ki elinde tabak arkasında dolaşır, her şeyini kontrol eder, çocuğa inisiyatif vermez. Böyle çocuk anne olamadan tuvalete gidemez, okula başlarken ayrılmak istemez. En ufak ayrılığı annesini kaybedeceği kokusu olarak algılar. Anne tavuk civcivleri büyüdüğünde kanadıyla iter; onların bireyselleşmesine fırsat verir. İnsan annesi de bunu yapmalıdır. Aksi taktirde çocuk sosyal ilişki kurmada beceriksiz, içine kapanık , cinsel davranışlarında donukluk yaşayan bir genç olur.

·        İnsanın sağlam benliğinin gelişmesinde nitelikli, teke tek ve sürekli anne-çocuk ilişkisi kaçınılmaz kuraldır.

 

ÇOCUKLARDA STRESİN İFADESİ

·        Çocuğun her doğru veya her yanlış davranış bir işarettir. Ergenlik dönemi öncesi çocuklar ve gençler sorunlarını söz diliyle ifade edemezler.Kullandıkları dil "Davranış dili" dir.

·        Yatağı ıslatma, yemeği reddetme, yalan söyleme, hırsızlık, öfke nöbetleri, kekemelik, aşırı hareketlilik, içe dönüklük, uykusuzluk, kıskançlık, tembellik, sinirlilik, suç işlemeler, bağımlılık, hastalık hastalığı, kadınsı erkeksi cinsel sapmalar, intihar tedbirleri.

·        Bu saydıklarım çocuklarda sık görülen davranım bozukluklarıdır. Davranım bozuklukları büyüklere, anne-babaya ve topluma verilmek istenen bir mesajın varlığını gösterir. Mesajın arkasında bir duyum saklıdır. Duyuru genelde şudur. " Dikkat! Lütfen bana zaman ayırın"

 

·        AH ŞU OKUL !

·        "Ben yedi yaşında bir çocuğum. Bu yaşa kadar birkaç çocukla oynadım, eğlendim çok mutluyum. Anne-babam benimle ilgileniyor. Onları çok seviyorum. Yabancı çocuklarla oynamak istedim benimle alay ettiler, arkadaş nasıl kazanılır bilmiyorum. Şimdi annem-babam kararlaştırmışlar beni okula verecekler. Yabancı çocuklarla beraber olma düşüncesi bana çok korku veriyor.

·        Korkumu anne-babama nasıl ileteceğim? Evde oynamak istediğimi nasıl söyleyeceğim?"

·        Evet küçük hanımın başvuracağı muhtemel yollar şunlardır.

·        Kaygıya kapılıp, okula başlayacağı gün hastalanıp, oraya gitmemeye çalışır.

·        Okulda içine kapanık, çekingen kalmayı tercih etmek.

·        Öfke krizi geçirip anne-babanın anlayışsızlığını protesto etmek.

·        Altını ıslatıp anne-babanın acıma  duygusunu harekete geçirmek.

·        Tırnak yemeye başlamak.

·        Annesini yanında istemek.

·        Yedi yaşındaki yavrucuk kişilik yapısına, korku ve güvensizliğinin derecesine göre bir yolu seçecektir.

·        "Ben henüz okula gidecek duruma gelmedim" diyecek kadar akıllı davranamaz, bunun için söz dağarcığı da müsait değildir. O halde " Okulda olmaktansa sizin yanınızda olmayı tercih ederim" demenin bir yolunu bulacaktır. Bu davranış diliyle olacaktır.

 

ANNE-BABA NE YAPMALI?

·        Birincisi çocuğu anladığını hissettirmeli onu kucaklayarak rahatlatmalı.

·        İkincisi okulunda, yuvada öğrenmesi gerektiği şeyler olduğunu ona ifade etmeli. Büyük insan gibi onunla konuşmalı ancak büyük insan davranışı beklememeli. Kararlı ve tutarlı bir şekilde okula gidip gelmesini sağlamalıdır.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 16.12.2019 - Güncelleme: 23.01.2024 20:44 - Görüntülenme: 205
Kaynak: Çocuk Psikolojisi
  Beğen | 0  kişi beğendi